
Sevgili günlük,
Sana da hiç soramıyorum; naber, nasılsın? Var mı hayatında birileri (benim dışımda), bu kadar parçalı olmak nasıl bir duygu? Yanlış anlama, kendimi çok bütünlüklü bulduğumdan değil, senin sayfa sayfa bölünmüşlüğünün bu kadar aşikar oluşundan. Yoksa sana yazmak, kendi parçalarımı aşikar mı kılıyor? Böyle anlamların mı var acaba? Bir ara terapistime sorayım.
Ben iyiyim, sana yazamadım bir süre; belki kendimi bütünlüklü tutmaya çalışma refleksimdendir. Ne oldu diye soracaksan; aşk falan işte sevgili günlük, sorup dağıtma beni şimdi. Anlatacağım ama bir ara. Şimdilik aşk ile ilgili konuşamayacak kadar Leyla’yım. Bırak biraz Leyla kalayım.
Bu aralar hayatımla ilgili büyük tebrikler sunuyorum kendime. Toplumsal normlar içinden bakacaksan dehşete kapılabileceğin bir hayat. 28 yaşında, evli değil, resmi nikah kıyabileceği cinsiyetten hoşlanmayan, kadın, işi gücü tam olarak yok, düzeni yok. Fakat toplumsal normları üzerinden silkeleyip tekrar bir bakarsan bazı küçük parıltılar görebilirsin. Geçen gün tam olarak öyle bir an yaşadım. Gecenin bir yarısı yorgun argın eve geldim. Eve yürürken dondurma reklamlarının cazibesine kapılıp tekelden dondurma aldım. Bambaşka hayallerle aldığım çift kişilik yatağımda, yatağımı paylaşabileceğim birinin yerinde katlamaya üşendiğim kıyafetlerim, almamın caiz olmadığı kalorilerle dolu dondurmam ve ben. Dağınık odama ve elimdeki kalori bombasına bakınca kaygıya kapılmak yerine içim mutlulukla doldu. Çünkü zaman zaman kendi isteğimle dağınık bırakabileceğim bir hayat kurduğumu fark ettim. Kendim için yaptığım en özel şey bu olabilir mi? Kendi isteklerimi önceleyerek kendimi rahat hissettirebileceğim bir hayat kurmak. Belki bazen yıkmak, sonra tekrar kurmak sonra tekrar, sonra tekrar…
Aferin bana be sevgili günlük. Hala hayallerime bir şekilde tutunabiliyorum. Kıyafetlerimi katlamamak ve istediğim kaloriyi istediğim zaman almak özgürlüğü elimde. Ne kadar korksam da aşkın peşine takılıp patikalardan yürüyebiliyorum. Yaşarken bazen zor ve yorucu hissediyorum ama fark ettim ki bu yaşlarımı çok büyük bir özlemle ve gururla anımsayacağım ileride. Toplumsal normları ve makbul hayat, makbul düzen dayatmasını da buradan bir kere daha kınıyorum. Ayrıca yaşam tarzının makbulü mu olurmuş?
Öpüyorum seni günlük; en çok makbul olmadığını düşündüğün ve zaman zaman kendine dahi uyuşmaz gelen yerlerinden.
Feminist Çerçeve sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
