“Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!”

Feminist Çerçeve

“Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Virginia Woolf

Virginia’nın dediği gibi, erkekler ne der diye düşünmeden yazmak için feminist politikaya ihtiyacımız var. Çünkü kadınlar için yazmak, içindekileri kaleme dökmek, sesini önce kendine, sonra öteki kadınlara ulaştırmak her zaman zor ve sancılı oldu. Erkeklerin yüzyıllardır kolay bir şekilde yapabildiği her şey gibi yazmak da patriyarkanın kadınlara bahşetmediği bir ifade biçimiydi.

Elbette Cadılardan, Suffragetlere, Amazonlardan günümüze kadar kadınlar sahip oldukları her şey için mücadele ederken yazmak da kadınlar için bir mücadele alanı haline geldi. Biz de bu mücadelenin bir parçası olmak ve feminist yayıncılıkla kendimizi ifade etmek için yola çıkıyoruz. Nitekim patriyarkaya rağmen kendini var etmiş, yazmış, üretmiş birçok kadının mirasına sırtımızı dayıyoruz. Feminist yazının bugüne kadar biriktirdiklerinden de güç alarak biz de kendi feminist yayıncılık deneyimlerimizle birlikte yeni bir sayfayı açıyoruz.

Patriyarkal kapitalizm her geçen gün kadınların hayatlarını zindana çevirmeye devam ederken kadınlar da bununla mücadelenin yollarını çeşitlendiriyor. Yazmak, çizmek, feminist politikaya dair söz üretmek de bu mücadelenin önemli bir parçası. Dünyada ve Türkiye’de kutsal aile dayatmasıyla emeğimiz ve bedenimiz sömürülürken buna karşı mücadele de büyüyor. Erkek egemen sistemin kadınları ve LGBTİ+’ları hedef alan söylemlerinin dört bir yanımızı kuşatmasının karşısında feminist sözün kıymetinin gün geçtikçe arttığını görüyoruz. Tam da bu sebeple bir grup sosyalist feminist kadın olarak patriyarkayı var gücümüzle
sarsarak kadınlardan yana politika üretmek, mücadelemizi ve sözümüzü genişletmek için Feminist Çerçeve’yle yola çıkıyoruz, niyetimizse feminizmin bütün renkleriyle sesimizi büyütmek.

Erkekler ne der diye düşünmeden yazmak, hayatımızın her noktasını, her deneyimimizi feminizmle buluşturmak istiyoruz. Bugüne kadar kadınların fikirleri ve sözleri her zaman patriyarkal kapitalizm tarafından değersizleştirilmişken feminizmle üreteceğimiz her sözün oldukça kıymetli olacağını biliyor ve cesaretimizi kuşanıyoruz.

Audrey Lorde’un dediği gibi,
Konuştuğumuz zaman korkarız,
Sesimiz duyulmayacak diye,

Sözümüz küçümsenecek diye.
Ama sustuğumuz zaman da korkarız.
Öyleyse konuşalım daha iyi!

Konuşmak, yazmak ve patriyarkal kapitalizmin kadınlara uyguladığı şiddet biçimlerini görünür kılmak, bu şiddete karşı birlikte güçlenmek ve mücadele yollarını tartışmak istiyoruz. Feminist Çerçeve’yle gündelik olanın feminist yorumunu yapmayı, içimizden geldiği gibi yazıp çizmeyi ve feminizmin gündemini daha çok kadına ulaştırmayı hedefliyoruz. Çerçevemiz katı ve köşeli bir hattan oluşmuyor; tıpkı hayatın kendisi gibi geçişken, değişken, bazen belirsiz, bazense karmaşık. Kendimiz için rengarenk, eğip bükebildiğimiz esnek bir çerçeve çiziyoruz. Çizdiğimiz bu Feminist Çerçeve, hayatlarımıza ve politikaya dair feminist bakışı oluşturuyor.

Feminist Çerçeve, feminist politika içerisinde sözünü söylemek isteyen tüm kadınların katılımına ve üretimlerine açık. Bu yolculuğun, feminist yayıncılığa ve mücadelemize katkı sunmasını umuyoruz ve başlıyoruz.

Sitemizde yazılarımızın bulunduğu beş ana başlık bulunuyor. Bunlardan ilki olan Uçan Pencerede emekten eğitime, tarihten güncel politikaya her yerden yazıları biriktirdiğimiz başlığımız olacak.

Kültür-Sanat başlığımızda; edebiyatta, sinemada, müzikte kendimize yer açmak ya da yerimizi daha da genişletmek için yazılarımızı okuyucularımızla buluşturacağız. Röportajlar içeriğimizde bizi sohbetler karşılayacak. Bazen bir kişiyle, bazen dünyadan bir sesle, konuşabileceğimiz herkesle konuşacak o sohbetleri çoğaltacak, güçlendireceğiz.


Çeviriler kısmımızda ise bizden uzakta diye düşündüğümüz kızkardeşlerimize yeni bir pencere açacağız. Onların yazdıklarını okuyacağız. Seslerine ses olacağız. Dünyanın her yerine mücadele köprüleri kuracağız.

Bir de Sıdıka’nın Günlüğü bizimle olacak; hatırlıyor musunuz İstanbul’un yoksul mahallelerinden birinde yaşayan, ekran başında hayatına tanık olduğumuz Sıdıka’yı? Biz de bu bölümümüzü Sıdıka dizisinden esinlenerek kurgulayacağız. Şimdi de bizim Sıdıkamızın maceralarına, sitemlerine, aşklarına tanık olacağız, mektuplarını okuyacağız.

Tüm kadınları Feminist Çerçeve’nin bir parçası olmaya, yazdıklarını çizdiklerini bizimle paylaşmaya davet ediyoruz. Bize belirlenen sınırları kabul etmeyen, kendi Çerçevesinden sesini, sözünü feminizmle buluşturmak isteyen tüm kadınlara davetimiz. Deneyimlerimiz birikiyor ama eksiklikler ve yeni ihtiyaçlar da her zaman olacaktır bu yüzden niyetimiz eksikliklerimizi birlikte gidermek, yeni ihtiyaçlarımızı birlikte karşılamak ve bu yolu birlikte yürümek.

Sevgi ve dayanışmayla.


Feminist Çerçeve sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Yorum bırakın